Boşanma davasında boşanma isteği beyanında bulunan taraf, mahkemeye sunduğu boşanma gerekçelerini kanıtlamak zorundadır. Boşanmak isteyen taraf, terk edilme, şiddet, aldatılma gibi hangi sebebi gerekçe olarak sunuyorsa o sebebi ispatlamak ile mükelleftir. Davacı eğer bu sunulan gerekçeleri kanıtlayamaz ise dava reddedilecektir. Davacı, ilişkideki uyumsuzluğu, ilişkinin geçimsizliğini veya kusur ithafında bulunulduysa bu kusuru kanıtlamalıdır. Bu ithamları kanıtlarken kesinlikle hukuka uyulması gerektiğini aklında bulundurmalıdır. Eğer uygun hareket etmez ise dava reddedilecektir. Tabi ispatlamada hukuka aykırı delil sunulursa adına savcılıkça soruşturma başlatılabilir.
Boşanılacak tarafın da iddiaları yalanlayıp delil sunma gibi bir hakkı da vardır. Karşı delil ile iddiaların asılsız olduğunu kanıtlayabilir.
Ayrılık nedeni ve aile birlikteliğinin geçinilmez hale gelmesini bir kenara koyup, boşanmak isteyen taraf tazminat, nafaka, velayet, değerli eşya isteğinde bulunuyor ise ispatlamak zorundadır. Boşanmak isteyen taraf maddi manevi zarara uğradığını dile getiriyor ve bu sebeple tazminat talebinde bulunuyorsa da bu zararı ve karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlamakla mükelleftir. Bununla birlikte yoksulluk nafakası isteyen birey, bu ayrılık sebebi ile maddi durumunun çöküşünü ve birliktelikte kusursuz veya az kusurlu olduğunu, iştirak nafakası isteyen taraf, çocuğun barınma, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarının maddi miktarını, evlilik gününde takılan takılar için takının maddi miktarını, velayet isteği varsa çocuğun gelişimi için tarafa velayet hakkının verilmesi için kanıtlarda bulunmak gereklidir.
Bütün bu yukarıda bahsettiğimiz sebeplerden ötürü boşanma davası isteğinde bulunurken, boşanmak isteyen tarafın öne sürdüğü iddiaları kanıtlamak zorunda olduğunu bilmemiz gerekir. İleride hukuki kayıp yaşamamak ve davanın mümkün olduğunca kısa sürede sonuçlanması için iyi bir boşanma avukatından yardım alınmalıdır. Bu konuda dilerseniz konusunda bilgili bir avukata yönlendirebiliriz.
İçindekiler
- 1 Boşanma Davasında Neler Delil Olarak Kullanılabilir?
- 2 Boşanmada Neler Delil Olarak Kullanılamaz?
- 3 Boşanma Davasına Deliller Ne Zaman Sunulur?
- 4 Boşanmada Tanık Delili
- 5 Boşanmada Gizli Çekilen Video veya Fotoğraflar Delil Olarak Kullanılabilir Mi?
- 6 Boşanırken Ses Kayıtları Delil Olarak Kullanılabilir Mi?
- 7 Boşanmada Telefon Kayıtları Delil Olarak Talep Edilebilir Mi?
- 8 Whatsapp, Instagram, Twitter ve Facebook Kayıtları Boşanmada Delil Olabilir Mi?
- 9 Boşanma Davasına Otel Kayıtları Delil Olarak İstenebilir Mi?
Boşanma Davasında Neler Delil Olarak Kullanılabilir?
Eşlerden birinin açmış olacağı boşanma davasında öne süreceği deliller çok önemlidir. Davacının öne sürdüğü boşanma sebebini kanıtlayamadığı takdirde davası reddedilecektir. Bu nedenle delil çok önemlidir, delillerin hukuka uygun olması gerekmektedir. Davacı, aldatıldığını ispatlamak istiyor ise davalı eşinin telefon kayıtlarının çıkarılmasını mahkeme kanalıyla talep edebilir. Her ne kadar davalı eşinin telefon kayıtlarından ne konuştuğu ya da ne yönde mesajlaştığı çıkarılmasa da sık sık kimle görüştüğü görülebilmektedir. Bunun yanında davalı ile üçüncü kişinin otelde kaldığına dair duyum alan davacı, davalının otel kaydının çıkarılmasını da isteyebilmektedir. Boşanma davasında, önemli olan ispat olup delil yelpazesi geniş olan dava türlerindendir. Hukuka uygun olmak koşulu ile mahkemeye birçok delil sunulabilir.
Delil olarak kullanılabilecek argümanlar nelerdir?
- SMS
- Fotoğraflar
- Instagram, Twitter, Facebook gibi sosyal medya paylaşımları ve mesajları
- Otel kayıtları
- Kamera görüntüleri
- Whatsapp konuşmaları
- Notlar, yazışmalar
- Tanık
- Bilirkişi incelemesi
- Mahkeme ilamı
- Ekonomik ve sosyal durum araştırması
- Kolluk araştırması
- Banka ya da kredi kayıtları,
- Başkaca mahkeme dosyaları,
- Pasaport giriş çıkış kayıtları gibi.
Boşanmada Neler Delil Olarak Kullanılamaz?
Davada öne sürülen delillerin hukuka aykırı olmaması gerekmektedir. Bu nedenle delillerin nasıl ve hangi yollarla elde edildiği önemlidir. Örneğin; gizlice eşinin görüntülerini çeken kişi, bu deliller hukuka aykırı olduğundan mahkeme tarafından dikkate alınmaz. Mahkemede öne sürülen vakıaların ispatında özel hayatın gizliliği ihlal edilmemeli, kişinin onur ve haysiyetini zedeleyici deliller mahkemeye sunulmamalıdır. Taraflar, boşanma davasında iddia ve beyanlarını ispatlama gayesi altında suç işlememelidir. Boşanma davasında ispat edeceğim derken savcılıkta hakkınızda dosya açılmamalıdır.
Diğer bir husus da dedektiflik hizmetinden yararlanarak boşanma davasına delil toplatılmasıdır. Dedektif aracılığıyla delil toplatılması yasal değildir. Özellikle eşinin kendisini aldatıyor şüphesi ile dedektif tutan ve eşini takip ettirerek fotoğraf çektirenler bulunmaktadır. Ancak dedektiflik, özel hayatın gizliliğinin ihlali suçun unsurlarını oluşturmaktadır. Dedektif ile eşiniz aleyhine delil toplatılması yasaya aykırı bir durum olup risk taşımaktadır.
Boşanma Davasına Deliller Ne Zaman Sunulur?
Boşanma davasında ilk aşama olarak dilekçeler aşaması olmaktadır. Dilekçeler aşamasında davacının dava dilekçesi davalıya tebliğ edilir ve sonrasında sırasıyla cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, ikinci cevap dilekçesi olarak son bulmaktadır. Dilekçeler aşamasının sonlanmasından sonra mahkeme, duruşma günü vermektedir. İlk duruşma, ön inceleme duruşmasıdır. Ön inceleme duruşmasına kadar tanıklarını bildirmeyen ve delillerini sunmayan taraflara mahkeme, ön inceleme duruşmasından itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde delillerini bildirmeleri için süre verecektir. Taraflar, süresinde delil bildirmez ise delillerinden vazgeçmiş sayılacaktır.
Ön inceleme duruşmasından önce ya da davacı dava açarken dava dilekçesinin ekinde de tanık ya da delillerini bildirebilecektir. Dava aşamasında ön inceleme duruşmasından önce delil ya da tanık bildirmede herhangi hukuki bir kayıp yoktur.
Mahkeme, tarafların davaya sunmuş olduğu delillerin ne şekilde elde edildiğine dikkat etmektedir. Hukuka uygun olmayan ve hukuka aykırı olarak elde edilen delil, özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğinden hükme esas alınmayacaktır.
Boşanmada Tanık Delili
Boşanma davalarında tanık ispat açısından son derece önemlidir. Tanık delili en sık kullanılan delildir. Ancak unutulmamalıdır ki tanık beyanı kesin delil değildir. Tanık beyanı, güçlü delillerden birisi olsa da mahkeme bu beyanlara dayanarak karar vermek zorunda değildir. Mahkeme huzurunda alınan tanık beyanları güçlü delillerdendir. Taraflardan birinin öne sürmüş olduğu aldatma ya da aile içi şiddet gibi durumlara şahitlik edenin beyanlarına yargılamada ihtiyaç duyulmaktadır.
Davaya taraf olmayan kişiler tanık olarak mahkemede dinleneceklerdir. Ancak mutlaka görgü tanığı olmalıdır. Taraflardan birinin anlatımına dayalı olarak yalnızca duyuma ilişkin tanığın beyanda bulunması delil niteliği taşımamaktadır. Mahkemede tanıklar beyanda bulunurken hakim özellikle bu hususa dikkat etmektedir. Anlatıma dayalı olarak beyanda bulunulan tanık beyanı hükme esas alınmamaktadır.
Boşanma davasında taraflar dava ya da cevap dilekçesindeki beyanlarını kanıtlayacak unsurlarını tanık deliline dayandırmışlar ise delil dilekçesinde tanık bildireceklerdir. Taraflar delil dilekçesinde sunmuş oldukları tanıkları bir defaya mahsus sunacaktır. Mahkeme tarafından verilen kesin süre içerisinde tanıklar bildirilmelidir, hak kaybına uğramamak adına bu süreyi kaçırmamak önemlidir.
Dosyaya sunulan tanıklara mahkeme kanalıyla tebligat çıkarılarak dinlenileceği duruşmaya çağrılmaktadır. Tanıklar duruşmaya gelmek zorundadır. Mahkemeye gelmedikleri takdirde tanığa ihtar çekilerek bir sonraki celse gelmedikleri takdirde zorla getirileceği bildirilir. Tanıklar, mahkemeden bulunacakları beyanda doğruyu söyledikleri takdirde esasa alınacaktır. Hakim yalan söyleyen, çelişen beyanlarda bulunan tanığın beyanını hükme esas almamaktadır.
Tanıklar, mahkemede tarafları on yılı aşkın önce olan olay ya da durumlara dair beyanda bulunamazlar. On yıl önceki yaşanmış ve o olaylar sonrası eşler bir şey olmamış gibi devam eden yaşantılarına dair tanığın beyanda bulunması hükme esas alınmaz. Önemli olan tanığın, tarafların boşanma dava tarihine yakın 3-4 yıla kadar olan olaylara ilişkin beyanda bulunmasıdır. Boşanmaya neden olan olaylara dair tanıklık edilmesi gerekmektedir.
Tanık delilinde en çok merak edilen konu mahkemenin bulunduğu şehir dışında yaşayan tanığın mahkemeye gelmek zorunda olup olmadığıdır. Dosyaya sunulan tanıklardan şehir dışında olan kişinin bulunduğu şehirdeki mahkemeye talimat yazılarak o mahkemede dinlenilmesi mümkündür.
Tanık, mahkemede mutlaka dinlenilmelidir, tanıkların yazılı olarak ifade vermeleri mümkün değildir. Tanıkların mahkemeye yazılı olarak beyanda bulunması ya da kendilerini ifade eden bir video çekip dosyaya sunması mümkün değildir. Çünkü mahkemede dinlenilecek olan tanığa hakimin ve duruşma esnasında bulunan avukatların soru sorma hakkı vardır. Ayrıca tanıklar beyanda bulunmadan önce doğru söyleyeceklerine dair yemin hakim tarafından mahkeme huzurunda yemin ettirilir.
Mahkemeye Kaç Tanık Bildirilmelidir?
Kanunda bir davaya konu olan uyuşmazlıkta mahkemeye bildirilen tanık sayısı için sınır getirilmemiştir. Tanık sayısına ilişkin bir sınırlama içeren kanun hükmü bulunmamaktadır. Mahkemeye konu olan uyuşmazlıklara ilişkin ispat için isim verilen tanıklardan bir kısmı yeterli derecede bilgi edinilmişse hakim diğer tanıkları dinlememe kararı verebilir. Bazı uyuşmazlıklarda sadece bir taraf 7-8 tanık ismi verebilirken bazı uyuşmazlıklarda iki tanık ismi de yeterli olmaktadır.
Kimlerin Tanıklıktan Çekinme Hakkı Bulunmaktadır?
Kanunda sayılan kişilerin tanıklıktan çekinme hakkı bulunmaktadır. Tanıklıktan çekinme hakkı bulunan kimselere tanıklık yapmadan önce bu durum kendilerine hatırlatılır. Tanıklıktan çekinme hakkı bulunan kimseler;
- İki taraftan birinin nişanlısı
- Evlilik bağı ortadan kalkmış olsa bile iki taraftan birinin eşi
- Kendisi veya eşinin altsoyu veya üstsoyu
- Taraflardan biri ile arasında evlatlık bağı bulunanlar
- Üçüncü derece de dahil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi kayın hısımları
- Koruyucu aile ve onların çocukları ile koruma altına alınan çocuk
Yalan Yere Tanıklık Yapmanın Cezası Var Mıdır?
Yalan tanıklık Türk Ceza Kanunu’nda adliyeye karşı suçlar bölümünde suç olarak geçmektedir. Yalan tanıklık suçu şikayete bağlı bir suç olmayıp resen (doğrudan) soruşturulan suçtandır. Yalan tanıklık nedeniyle mağdur olan kişi şikayetini geri çekmiş olsa dahi kamu davası düşmez, devam eder. Yalan tanıklık suçu, olay hakkındaki bilgisini saklamasından veya gerçeğe aykırı şahitlik yaparak yalan yere beyanda bulunmak suretiyle suç işlenmiş olacaktır. Tanık kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunmalıdır.
Tanık Olmak Zorunlu Mudur?
Tanıklıktan çekinme hakları Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddesinde belirtilmiştir. Tanıklıktan çekinme hakları olmayan kişiler dışında tanıklıktan çekinilemeyeceği de belirtilmiştir. Tanık davetiyesinde, tanığın duruşmaya gelmesinin zorunlu olduğu gelmediği takdirde zorla getirileceğinin ihtarı da bulunur.
İkinci Tanık Listesi Verilebilir Mi?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre delillerin bildirilmesi belli bir usule tabi tutulmuştur. Dava ya da cevap dilekçesinde bildirilen vakıalar adına bildirilen tanıkların isim, adres ve TC Kimlik numaralarının bulunduğu tanık listesi mahkemeye sunulmalıdır. Liste verilirken dikkatle hazırlanmalı ve kanun gereği usulüne uygun olmalıdır. Bir de ikinci defa tanık listesi verilemeyeceği de bilinmelidir.
Boşanmada Gizli Çekilen Video veya Fotoğraflar Delil Olarak Kullanılabilir Mi?
Deliller için olan genel kural, delillerin hukuka uygun olarak elde edilmesidir. Bu nedenle hukuka uygun olarak elde edilmeyen video ve fotoğraflar mahkemeye delil olarak sunulamayacaktır.
Sosyal medya hesabı herkese açık olan kişi, sevgilisi ile samimi pozlar içeren fotoğraf, video ya da eşi ile ilgili kötü sözler içeren bir yazı, söz paylaşmış ise mahkemeye bunların sunulması hukuka aykırılık teşkil etmeyecektir. Herkese açık sosyal medya hesabından yapılan paylaşım, özel hayatın gizliliğini ihlal etmeyecektir.
Kişi, eşi de olsa özel hayatını ihlal edemez. Kişi, eşinin kamuya açık olmayan bir alanda gizli olarak eşinin fotoğrafını ya da videosunu çeker ise özel hayatın gizliliğini ihlal etmiş olacaktır. Kişinin özel hayatın gizliliğini ihlal ederek elde edilen delil, hukuka aykırı olduğundan hükme esas alınmayacaktır.
Boşanırken Ses Kayıtları Delil Olarak Kullanılabilir Mi?
Tarafların boşanma davasına konu olan uyuşmazlığında taraflar haklılığını ispat etmek ya da karşı tarafın kusurlu olduğuna dair ispatta bulunmak için çeşitli deliller kullanmaktadır. Aynı zamanda taraflar beyanını ya da iddiasını ispat etmek aracılığıyla delil sunarken karşı tarafın beyan ya da iddiasını çürütmek amacıyla karşı ispatta bulunmak için deliller de kullanabilmektedir. Dosyaya sunulan deliller uyuşmazlığa konu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda hakimde bir kanı oluşturmaya yarayan bir araçtır. Ancak önemli olan husus, dosyaya sunulan delillerin hukuka uygun olup olmadığıdır. Bu nedenle hukuk düzeni birtakım sınırlamalar getirmiştir.
Ne yazık ki gelişen teknoloji ile özel hayatı gizli tutmak pek de mümkün olmamaktadır. Telefonlara yüklenilen casus programları ya da ortam dinlemeleri yapan teknolojik aletler hukuka aykırı delillere zemin hazırlamaktadır. Diğer yandan delil yaratmak amacıyla kişi, tehdit veya baskı altında ses kaydı aldığı vakit hukuka aykırı bir delil sunmuş olacaktır. Tehdit veya baskı altında kişiye yapılan zorlama sonucu yaptırılan işlemlerin tümü zaten hukuka aykırılık teşkil etmekte iken bu durum da hukuka aykırı olarak elde edilen ses kaydı olacaktır. Boşanma dosyasına konulan bu türde bir ses kaydı dava sonucu hükme etki etmeyecek olup böyle bir delil sunan kişi ceza mahkemelerinde yargılanma durumu ile karşılaşabilir. İşte bu nedenle vakıa ispatında ses kaydının niteliği önemlidir. İddiaları ispatlamak uğruna özel hayatın gizliliği ihlal edilmemelidir.
Boşanma davasına sunulan ses kayıtları daha çok karşı tarafın aldattığını ispat etmek amacıyla sunulmaktadır. Ancak önemli olan nokta; hukuka ve usule uygun olarak elde edilen ses kayıtları olmalıdır. Bilindiği üzere kişiden habersiz olarak ortamda sesini kaydetmesi Türk Ceza Kanunu’na göre özel hayatın gizliliğini ihlal suçu olup aynı zamanda Anayasada da özel hayatın gizliliği güvence altına alınmıştır. Ses kaydı alan kişi, bu ses kaydını çoğaltır ve yayarsa da suç işlemiş olacaktır. Bu nedenle boşanma davasına delil üretmek amacıyla ses kaydeden kişi, ceza mahkemelerinde yargılanma gibi bir durum ile karşılaşabilir. Ancak Yargıtay istisnai durumlarda dosyalara sunulan ses kayıtlarını hukuka aykırı delil olarak saymamaktadır. Yargıtayın bazı kararlarında ceza davalarına konu olan durumlarda kayıtların bir daha elde edilemeyecek olması ve kendisine karşı işlenen suça ilişkin delil niteliği taşımasından dolayı yapılan ses kaydı hukuka aykırı bir delil olarak değerlendirilmemiştir.
Yargıtayın bir kararında eve gizli cihaz yerleştirilerek ses kaydı alınmasını boşanma sebebi olarak saymıştır. Yargıtay eve yerleştirilen gizli dinleme cihazının eşin güvenini sarstığını, boşanmada bir kusur teşkil ettiğinden bahisle boşanma sebebi olarak saymış tarafların boşanmalarına karar vermiştir.
Gizlice Çekilen Ses Kaydı Suç Mudur?
Aldatıldığını düşünen ve aldatmayı kanıtlamak amacıyla eşinin telefon görüşmesini ya da bulunduğu yerin gizlice ses kaydını almayı düşünen kişiler bunun yasal olup olmadığını sormaktadır. Gizlice ses kaydı almak kişinin özel hayatının gizliliğini ihlal ettiğini göstermektedir. Kişinin mahrumiyetinin ses kayda alınması hangi durumlarda suç, hangi durumlarda değildir. Bu durum önemli olup şuç teşkil eden durumlardan kaçınılması gerekmektedir. Ses kaydından delil oluşturmak bazı kararlarda suç unsuru olarak tanımlanmamıştır. Bazı ses kayıtları Yargıtayın bazı kararlarında boşanma davalarında delil olarak kullanmasının mümkün olabileceğini de belirtmiştir.
Boşanmada Telefon Kayıtları Delil Olarak Talep Edilebilir Mi?
Boşanma davasında en çok merak edilen konulardan birisi karşı tarafın telefon görüşmeleri ile görüşmelere ait dökümanın talep edilip edilemeyeceğidir. Özellikle aldatmada ispat açısından en merak edilen konu telefon konuşmaları ya da mesaj içeriklerinin dökümanı mahkemeden talep edilebilir mi konusudur.
Nitekim konuşma ya da mesaj içeriklerinin dökümanı mahkemeden talep edilemez. GSM operatörlerine (Turkcell, Türk Telekom, Vodafone) şahsi olarak bu türde yapılan başvurularda da ret cevabı alınacaktır. Konuşma kayıtları ile mesajların içeriği kişinin özel hayatının gizliliğini ihlal suçuna teşkil eder. Mahkemeden yalnızca telefon görüşmelerinin hangi numara ile ne kadar sıklıkla yapıldığı tarih olarak belgelenebilir. Buna ilişkin dökümanlar GSM operatöründe bulunmaktadır.
Diğer önemli bir husus da aldatan eşin görüştüğü üçüncü kişinin telefon numarası biliniyor ise üçüncü kişinin telefon görüşmelerinin dökümanı istenilebilir. Özetle; yalnızca arama tarihi, arama sıklığı, aranılan numara ya da mesaj tarihi ile mesaj gönderilen numara bilgileri verilir. Böyle bir kayıt yalnızca mahkeme kanalıyla “şüphe” durumunda talep edilmektedir, şahsi olarak GSM operatörlerinden talep edildiği takdirde ret cevabı alınacaktır.
Telefon dökümanı yalnızca belirli bir zaman aralığı için talep edilmektedir. Aldatıldığından şüphelenen eş aldatıldığına dair emin olduğu zaman aralığını belirterek telefon görüşmelerinin dökümanını talep edebilir. Geçmişe dönük SMS ve arama kayıtları istenebilmektedir. Ancak uzun vadeli döküman istenilemez; diyelim ki yirmi yıldır evli olan tarafların telefon dökümanı aldatmaya yönelik şüphenin olduğu bir zaman aralığı olarak talep edilebilir.
GSM operatörlerine yönelik talep sonucu dosyaya gelen telefon görüşmesi dökümanlarındaki ayrıntılar önemlidir. Taraflardan birinin şüphesini doğrular nitelikte konuşma sıklığı geçmiş ve bu konuşmaların süresinin uzunluğu da mühim bir konudur. Nitekim kişilerin telefon kaydındaki süreler uzun ise şüphelenen kişi şüphesinde haklı olabilmektedir. Ancak her durum her kişi için geçerli bir durum olmamakta her olay, dava ve kişi için farklılık arz etmektedir.
Boşanma dosyasında telefon dökümanının mahkeme kanalıyla talep edildiği vakitten yaklaşık bir-bir buçuk ay sonrasında dosyaya gelmektedir.
Boşanma davasına kusur olarak yalnızca sadakat yükümlülüğüne aykırı durumlarda değil, hakaret; tehdit; küfürlü konuşmaları içeren konuşmalarının kanıtlanması da mümkündür. Şöyle ki; dosyada konusu geçen mesaj içeriklerinin saklandığı telefon mahkeme dosyasına delil olarak sunulabilir. Böylelikle dosyaya sunulan telefon bilirkişiye verilerek atılan mesajların kimden geldiği ve içeriğinin ne olduğu incelenerek bilirkişi tarafından raporlandırılır.
Bunun yanında eşinin telefon şifresini bilen ve eşinin telefonuna erişimi kolay olan eş, telefonda eşinin aldattığına dair fotoğraf, mesaj ya da arama kayıtlarına rastladığında telefondan örneğini alıp mahkemeye sunduğu zaman hukuka aykırı bir durum teşkil etmeyecektir. Ancak eş, eşinin telefon şifresini kırar ve hile ile telefonuna girerek fotoğraf, mesaj ya da arama kayıtlarını alır ise hukuka uygun bir delil niteliği taşımayacaktır.
Savcılıktan Mesaj Döküman İçeriğini Nasıl Çıkarttırabilirim?
Merak edilen konulardan birisi olup çok defa böyle sorularla karşılaşmaktayız. Boşanma davasında mesaj döküman içeriğinin talep edilemeyeceğini bilen kişi savcılıktan da böyle bir talebin yerine getirilemeyeceğini bilmesi gerekmektedir. Bir kişinin mesaj içerik dökümanının talep sonucu savcılıktan getirtilmesi mümkün değildir. Nitekim geçmişe dönük olarak mesaj içerikleri de kaydedilmemektedir. Savcılık makamı yalnızca terör, örgüt kurma, çete gibi suçlarda mesaj dökümanları ile telefon konuşma içeriklerini kaydedebilir.
Whatsapp, Instagram, Twitter ve Facebook Kayıtları Boşanmada Delil Olabilir Mi?
Boşanma davalarına sosyal medya üzerinden yapılan fotoğraf paylaşımı, abone olunan sayfalar, başkaları ile mesajlaşmalar, yapılan yorumlar gibi her türlü veriler hukuka aykırı elde edilmediği müddetçe delil olarak kabul edilebilir.
Facebook’ta yapılan fotoğraf, yazı paylaşımı ya da mesaj içerikleri, Instagram story-hikaye paylaşımı, Whatsapp mesajları, Twitter DM’den özel mesajlaşmaların hukuka uygun elde edilmesi koşuluyla delil olarak sunulabilir.
Her delilde olduğu gibi Facebook paylaşımına dair yapılacak olan delil sunumunda hukuka uygun olarak elde edilmesi önemlidir. Kişinin Facebook hesabındaki paylaşımın ne şekilde elde edildiği önemlidir. Hukuka uygun olarak elde edilen Facebook veya diğer sosyal paylaşım sitesine ait veriler delil olarak sunulabilir. Diyelim ki Facebook hesabına kişi casus program ile girip yazışma içeriklerini hukuka aykırı olarak elde etmiş ise mahkeme hukuka aykırı bir delil olduğundan delil olarak kabul etmeyecektir. Nitekim Facebook üzerinden başka biriymiş gibi konuşarak karşı tarafın aleyhine delil oluşturacak nitelikte konuşmasını sağlamak da hukuka aykırı delil niteliği taşımaktadır. Bu nedenle mahkeme söz konusu bu konuşmaları delil olarak kabul etmeyeceğinden mahkemenin esasına teşkil etmeyecektir. Ancak mahkemeye sunulan söz konusu deliller kesin delil sayılmaz. Mahkeme boşanma davasında karar verirken sunulan Facebook kayıtları hakim için takdiri bir delil olacaktır.
Aynı durum Twitter, Instagram ve Whatsapp için de geçerlidir. Twitter, Instagram paylaşımı ya da Whatsapp mesajları hukuka aykırı bir şekilde ele geçirilir ise mahkemede delil niteliği taşımayacaktır. Ancak kamuya açık alanda yapılan ve gizli olmayan hesap üzerinden yapılan paylaşım hukuka uygun delil niteliğindedir.
Boşanma Davasına Otel Kayıtları Delil Olarak İstenebilir Mi?
Boşanma sebeplerinden zina, kusur olarak sayılmaktadır. Zina, eşi dışında başka birisi ile cinsel münasebette bulunmasından kaynaklı açılan boşanma davasıdır. Zina nedeniyle boşanma davasında, eşinin üçüncü birisiyle cinsel münasebette bulunduğunu kanıtlamak zorundadır. Ayrıca sadakat yükümlülüğüne aykırı olan eş evlilik birliğinin sona ermesinde tam kusurlu sayılmaktadır. Bu nedenle aldatılan taraf aldatıldığını ispat etmek amacıyla boşanma davasına otel kayıtların istenilip istenilmeyeceğini merak etmektedir.
Evli olan bir kişinin karşı cinsten üçüncü bir kişi ile otelde aynı odada kalması eşine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının göstergesidir. Yargıtay içtihatlarında otelde başka birisiyle aynı odada kalmanın zina eylemi olduğunu kabul etmektedir. Otel kayıtları, boşanma davasında delil olarak kabul edilebilmektedir. Kişinin eşinin aldattığına dair ispatlamak amacıyla üçüncü bir kişi ile otelde kaldığına dair giriş-çıkışı, güvenlik kamera görüntüleri, faturalar delil olarak kullanılabilir. Ancak burada da yinelemekte fayda vardır hukuka uygun olarak elde edilemeyen deliller mahkemeye delil olarak sunulamaz. Hukuka aykırı olarak otel kayıtlarına ilişkin delil elde edilmiş ise mahkeme hükme esas teşkil edecek bir delil olarak ele almayacaktır.
Zina eylemi nedeniyle boşanma davası, zina eyleminin öğrenilmesinden itibaren 6 ay, her halde 5 yıl içerisinde dava açılmalıdır. Zina eylemi, eşinin otel kaydı dava açılma tarihinden beş yıl önce ise zina eylemine dayanarak açılan boşanma davası ile otel kaydına ait delil reddedilecektir.
Boşanma Davasında Otel Kayıtları Nasıl Talep Edilir?
Aldatıldığını iddia eden eş, aldatıldığını ispatlamak amacıyla eşinin kaldığı otelin kayıtlarını mahkeme kanalıyla talep edebilir. Böylelikle otele giriş-çıkış yaptığı tarihler ile kimine otele gittiği öğrenilebilir. Ancak aldatıldığından şüphelenen kişi, eşinin üçüncü bir kişi ile otelde kaldığını biliyor fakat hangi şehirde kaldığını bilmiyor ise ispat zor olacaktır. Nitekim bütün şehirlerin otel kayıtlarının dökümanını istemek mümkün değildir.
Boşanma Davası İçin Delil Toplama hizmet sayfamızı foxdedektiflik.com/bosanma-davasi-icin-delil-toplama mutlaka incelemenizi öneririz.
Bir Cevap Yazın